Fay Hattı Nedir? Nasıl Oluşur? Depremler Neden Olur?

Ülkemizi yasa boğan depremler, fay hattı nedir ve depremler neden olur sorularının bir kez daha sorulmasına neden oldu. Peki fay nedir, fay hattı ne demek ve bu fay hatları neden oluşur? Fay hatlarının depreme neden olduğu gerçeği nereden ortaya çıktı ve olası deprem senaryoları nelerdir? İşte tüm yönleri ile Fay Hattı Nedir? Nasıl Oluşur? Depremler Neden Olur? sorularının cevapları…

Fay Nedir? Fay Hattı Nedir?

Dilerseniz öncelikle bu sorulara cevap vermeden önce fayların ne olduğuna ve fay hatlarının ne olduklarına bir değinelim.

Dünya’daki her kıta sahanlıkları, belirli sınırlara sahiptir ve bu kıta sahanlıkları birinin başlangıcı iken bir diğerinin sonudur. İşte tam da bu noktalar, iç içe geçmiş ve birinin diğerinin üstüne hafif yatık hale gelmiş fayları meydana getirir. Diğer bir adı kırık olan faylar, bu iki kıta sahanlıklarının birbirinin tersi yönde ve birbirine sürtünmesi ile meydana gelir.

Faylar, ancak belirli bir kıta sahanlığı çizgisinde devam eder. Buna da fay hattı denir. Ülkemizde en büyük fay hatları DAF (Doğu Anadolu Fay Hattı) ve KAF (Kuzey Anadolu Fay Hattı’dır)’tır. Bunlara ek olarak BAF (Batı Anadolu Fay Hattı) da son zamanlarda özellikle merkez üssü Yunan adaları olan depremlerin hissedildiği hatlardır.

Türkiye’deki Fay Hatları Hangileridir?

Dilerseniz gelin DAF (Doğu Anadolu Fay Hattı), KAF (Kuzey Anadolu Fay Hattı) ve BAF (Batı Anadolu Fay Hattı) nerelerde başlayıp nerelerde bitiyor buna bir göz atalım ve Elazığ Depremi hangi fay hattı üzerindeydi, Gölcük Dpremi ve Büyük Marmara Depremi hangi faylar üzerindeydi bir göz atalım.

Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) Nedir? Nerelerden Geçer?

DAF (Doğu Anadolu Fay Hattı), Hatay grabeni (depresif bloklar (aşınmaya her an hazır jeolojik yapılar))’dan başlamak sureti ile geçtiğimiz günlerde deprem yaşayan Elazığ, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman ve ovalar boyunca Bingöl’e kadar uzanır. Türkiye’nin en büyük fay hattıdır ve olası depremde çevre illeri en fazla etkileyen deprem fay hattıdır.

Nitekim geçtiğimiz günlerdeki 6.8’lik Elazığ depreminden ülkemizde etkilenen şehir sayısının yaklaşık 20 olduğu ve diğer ülkeler (İran, Irak, Suriye, Ermenistan) gibi ülkeler de işin içine katıldığında yaklaşık 50 şehrin aynı anda etkilendiğini ifade edebiliriz. Bu fay hattının her 20 yılda bir boşaldığını hatırlatmak gerekir. Yani bu da olası bir sonraki depremin (Allah daha iyi bilir!) 20 seneye kadar ötelendiğini söyleyebiliriz.

Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF)Nedir? Nerelerden Geçer?

Anadolu’nun Marmara ve Kuzey Anadolu hattı boyunca Van bölgesine kadar uzanan en yıkıcı fay hattıdır. Bu hat daha önce bize 1999’daki Gölcük ve Marmara depremlerini hatırlatıyor. Etkilenenşehir sayısı az olmasına rağmen, nüfus yoğunluğu açısından en fazla yıkıcı özelliğe sahip fay hattı Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF)’tır.

Gelibolu yarımadasındaki Saroz körfezinden başlamak sureti ile Sapanca gölü ile devam eder ve Marmara’nın tamamını kapsar. Tosya ve Adapazarından sonra daha derin kıta sahanlığı olan Erzincan ve Van Gölü’ne kadar devam eder ve Van kırsallarında son bulur.

Sonraki yazılarımızda da değineceğimiz büyük depremlerin birçoğu bu fay hattı üzerinden gerçekleşmiştir. Bunlardan en çok bilinenleri Adapazarı ve Gölcük depremleri idi ki, bu da ülkemizin gördüğü en büyük felaketlerin başında gelir. Binlerce insan yaşamını yitirmiş veya yaralı kalmıştır.

Batı Anadolu Fay Hattı (BAF) Nedir? Nerelerden Geçer?

Ülkemizdeki Batı Ege kıyılarındaki depremlerin sebebi olan Batı Anadolu Fay Hattı (BAF), dünyada en fazla deprem olan bölgelerden biridir. Hissedilmemesine rağmen hergün küçük çaplı yüzlerce deprem meydana gelmektedir. Bunlardan çoğu Yunan kıyıları ve adalarıdır ancak ülkemizde de hissedilebilmektedir.

Faylar Nasıl Belirlenir? Bir Yerden Fay Hattı Geçtiği Nasıl Anlaşılır?

Faylar, genellikle büyük araştırmalar ve testler sonucunda belirlenir. Bu araştırma ve testler sonucunda anlaşılmıştır ki; bir bölgede fay veya daha doğru bir ifade ile fay hattı geçip geçmediği, o bölgenin sahip olduğu 4 özellikle belirlenir. Yani, fayların sahip olduğu 4 katmandan belli olur. Bunlar; Tavan ve taban blokları, fay aynası ve atımdır.

Öncelikle bilinmesi gereken şey; yukarıdaki 4 etmenin de belirlenmesi için bir bölgedeki kayaçların hareketi ve durumu gözlenir. Kayaçların kırılması ve bu kırılma sonucunda kırılan kısmın hangisinin diğerinin üzerine geçtiği iyi incelenir.

Genelde daha önce bir yerde deprem olmuşsa, öncelikle kayaçlara bakılır ve bu kayaçların nereden kırıldığı ve düzlemsel olarak hangi bölgeye doğru ilerlediği gözlenir. Bu düzlemlere fay aynası denmektedir. Eğer kayaçların alt kısmı kırılmışsa, bu durumda taban blokları meydana gelir. Üst kısımdan kırılmışsa tavan blokları meydana gelir. Bu kırılmaların gözle görüldüğü ve birbirinden ayrıldığı kısma ise atım denir. Her fay hattı belirli bir atım dahilinde kayaçların kırılmasına neden olur.

Yani kısaca söylemek gerekirse; bir fayın, fay hattının olup olmadığı ve nerelerde devam ettiğini, ancak daha önce meydana gelen depremlerin meydana getirdiği kayaç kırıklıklarından anlıyoruz. Bunların ne yönde, hangi tarafta, hangi açı ile kırıldıkları, bizim hattımızı belirler.

Peki sonuna kadar fay hattını mı takip ediyoruz? Elbette hayır, yine bunda da örnek depremleri göz önüne alarak kayaçların tektonik özellikleri göz önünde bulundurarak eşleştirme yapıyoruz. Öyle ki; Van doğuda olmasına ve Doğu Anadolu Fay Hattı’na daha yakın olmasından dolayı DAF üzerinde olması gerekirken MAF üzerindedir. İşte bu da bize kayaçların üzerindeki tektonik kırılmaların eşleştiği gerçeğini gösteriyor.

Peki Fay Hatları Neden Oluşur? Durduk Yer mi?

Yukarıda bahsettiğimiz kıta sahanlığı durumundan dolayı, kırıklar birbirinden uzaklaşmaya ve daha serbest hareket etmeye çalışır. Bu yüzden fay hatları meydana getirir. Yani bu bir tip tektonik harekettir de denilebilir. Her hareket beraberinde bir enerji açığa çıkarır. Depremler fay hattını belirlemede kullanılır ancak her fay hattı birer deprem tetikçisidir de denilebilir. Zira, ayrıldıklarında enerji boşaltımı sağlamak zorundadır.

Depremler Nasıl Olur? Depremler Neden Olur?

Artık dilerseniz depremin neden meydana geldiği konusuna geçebiliriz.

Fay hatlarındaki kırıkların meydana gelmesi ve bu yüzden enerjinin açığa çıkması, bir yer titreşimini meydana getirir. Bu durum patlama olarak bilim çevrelerince kabul edilir ancak gerçekte bir titreşimdir. Bu titreşim fay hattı boyunca her bölgenin beşik gibi titremesine neden olur.

Depremler, Dünya’nın Magma olarak bilinen Taş küre kısmındaki levhaların tektonik hareket ile iç içe girmesinden kaynaklanır. Öyle ki bu hareketler bir sürtünme enerjisi açığa çıkarır. Bu sürtünme enerjisi de Litosfer kısmındaki katı yapıyı sıvı hale getirir. İşte artık düzlemsel olarak bir ayrılma söz konusu olur. Ayrılan kısımlar ise depremin ana merkez üslerini oluşturur. Ve fay hattı boyunca bu depremler meydana gelir.

Depremlerin Önceden Bilinmesi Mümkün mü?

Hiçbir doğa olayının ne zaman nasıl yaşanacağını tam olarak bilemeyiz. Her ne kadar kış aylarında yağmur yağacağı ve yaz aylarında kavurucu sıcaklığın olacağı geçmişten gelen bilgilere dayalı olarak tahmin ediliyor ve bekleniyorsa; deprem olasılıkları da ancak daha önce o fay hatlarında meydana gelen ve periyodik olarak meydana geldiği görülen durumlardan tahmin edilebilmektedir. Yani Marmara’da meydana gelen bir deprem, bir yıl, on yıl, yüz yıl sonra da olsa da muhakkak olacaktır. Çünkü orada her zaman belirli bir enerji birikimi vardır ve faylardan (kırıklardan) bu enerji ortaya çıkacaktır. Bu yüzden tarih bilinmemekle birlikte, nerede deprem olacağı bilinebilir!!!

Peki tarih neden bilinmiyor? diye soracak olursanız; Bir salıncakta var gücünüzle bir kaç saat bir arkadaşınızı sallandırdığınızı düşünün. Bu sallama, birkaç saat sonra iki şeye sebep olacaktır. Birincisi, ya aşınmadan dolayı zincirler artık bu enerjiye dayanamayacak ve kopacaktır ya da arkadaşınız kendiliğinden düşüverecektir. Ama bunun ne zaman olacağı belli değildir. İki değişken bu zamanı değiştirecektir. Bir, arkadaşınızın dirayeti, iki ve en önemlisi zincirin sağlamlığı.

Tıpkı yukarıdaki örneğe benzer şekilde, depremin oluşması da iki şeye bağlıdır. Birincisi, biriken enerjiye, ikincisi bu enerjinin açığa çıkması için gereken kırığa.