Kupol Ocağı

kupol-ocagi

Kupol ocağı ya da kupol fırını olarak da bilinir, dökme demirin, döküm ya da başka fırınlara beslenmesi amacıyla eritilmesinde kullanılan dikey gövdeli, silindir biçimli fırın.

Bilinen ilk iki kupol fırınını 1720′de Fransız mucit René-Antonio Ferchault de Réaumur geliştirdi. Günümüzde de, özellikle gri dökme demirin eritilmesinde kullanılan kupoller, en ekonomik eritme fırınlarıdır.

Yüksek fırına benzeyen kupollerin, içi tuğlamsılarla örülmüş çelik gövdesi 6-11 m yüksekliğindedir ve dört çelik ayakla dökme demirden bir taban levhası üzerine oturtulmuştur. Fırının altında, açılır kapanır iki kapak vardır; kapaklar, merkezî bir payandayla kapalı konumda tutulur. Kapaklar kapatıldıktan sonra fırının tabanına kalıp kumu boşaltılır ve kum dövülerek sıkıştırılır. Kum tabanın üzerinde kok yatağı ile kireçtaşı metal eriyiği yer alır. Fırının metal, kireçtaşı ve kok yükleri, kok yatağının üzerine birbirini izleyen ardışık sıralar halinde yüklenir. Fırına hava, gövdenin alt bölümünde, gövdeyi çevreleyen bir dizi tüyerden üflenir.

972155_614445295234768_920590834_n

1912′de “Newton’un Renk Çarklarf’nı (Philadelphia Sanat Müzesi) gerçekleştiren Kupka ile “Renk Çarkları” (1912) adlı kok yatağı, metal yükü tüyerlerin üstünde tutacak yüksekliktedir; fırın içinde sıcaklığın en yüksek olduğu yer, tüyer ağızlarıdır. Fırında erime işlemi kesintisiz sürer ve eriyik metal alt bölümdeki döküm ağzından kesintisiz olarak dışarı akar. Kimi zaman da bir tıkaçla döküm ağzı kapatılarak, eriyik metal dışarı çeşitli aralıklarla alınır. Fırındaki cüruf ise başka bir ağızdan dışarı çekilir. İşlem bittiğinde, fırının altındaki payanda alınır, kapaklar açılır ve artık malzeme boşaltılır.