Yapay Zeka
0

Yapay Zekanın Bilim Dünyasındaki Devrimsel Etkileri

Günümüzde bilim insanları, yapay zekanın sunduğu olanaklarla karşılaştıklarında sıkça “Bunu yıllardır çözemedik, ancak yapay zeka bunu kısa sürede başardı.” demekten kendilerini alamıyorlar. Bu yazımızda, yapay zekanın alışılmadık yönlerini ve sessiz bir şekilde dünyayı nasıl dönüştürdüğünü keşfedeceksiniz.

Yapay Zekanın Bilim Dünyasındaki Devrimsel Etkileri

Protein Katlanmalarını Çözerek İlaç Geliştirmeye Hız Kazandırdı

Yapay zekanın bilim alanındaki en büyük başarılarından biri, hiç şüphesiz DeepMind’in AlphaFold projesidir. Bu sistem, bir proteinin yapısını yalnızca amino asit diziliminden hareketle tahmin edebiliyor. “Ne var bunda?” diye düşünebilirsiniz; ancak bu, moleküler biyologların yıllardır çözmeye çalıştığı karmaşık bir soruydu. AlphaFold sayesinde, bilim insanları laboratuvar deneylerinin sonuçlarını yalnızca saatler içinde alabiliyor. Şu ana kadar 200 milyondan fazla proteinin yapısı tahmin edildi ve bu, kanser, Alzheimer gibi hastalıkların tedavisine yönelik çok daha hızlı ilerlemeler sağladı. İlaç geliştirme sürecindeki en büyük bilinmezlerden biri olan “hedef protein yapısı” artık bir sır olmaktan çıktı.

Yapay Zekanın Bilim Dünyasındaki Devrimsel Etkileri

Kuantum Fiziğini Öğrenip Denklemleri Kendi Kendine Çözdü

Yapay zeka sadece verileri analiz etmekle kalmıyor; aynı zamanda bilimin dilini öğreniyor. Kuantum fiziğindeki karmaşık denklemleri çözmekte kullanılan yapay zeka, normalde yalnızca çok sınırlı durumlar için çözülebilen bu denklemleri çözmek için yeni matematiksel yollar keşfetti. Bu, insanların ulaşamadığı bazı fiziksel fenomenlerin daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Örneğin, kuantum bilgisayarların nasıl daha verimli çalışabileceği veya evrenin temel yapılarının nasıl işlediği gibi karmaşık sorulara bir adım daha yaklaşmış durumdayız. Yapay zeka burada yalnızca bir “araç” değil, aynı zamanda bir ortak araştırmacı olarak da görev alıyor.

Yapay Zekanın Bilim Dünyasındaki Devrimsel Etkileri

Yeni Materyaller Keşfetmekte Ustalaştı

Malzeme bilimi, yeni teknolojilerin temelini oluşturur; ancak yeni bir materyal geliştirmek, yıllar süren deneyler, testler ve pek çok başarısızlıkla doludur. İşte bu noktada Yapay Zeka Destekli Malzeme Keşfi (AI for Materials Discovery) devreye giriyor. MIT ve Google’ın 2022 yılında duyurduğu bir çalışmada, yapay zeka yüz binlerce materyal kombinasyonunu simüle ederek ultra verimli yeni bir yarı iletken önerdi. Bu materyal, henüz laboratuvar ortamında insanlar tarafından denenmemişti. Üstelik, bu öneri geleneksel yöntemlerle elde edilmesi yıllar sürecek kadar karmaşık bir bileşimdi. Bu tür yapay zeka destekli keşifler sayesinde, daha uzun pil ömrüne sahip telefonlar, daha hafif uçaklar ve belki de oda sıcaklığında çalışan süper iletkenler mümkün hale gelebilir.

Yapay Zekanın Bilim Dünyasındaki Devrimsel Etkileri

Bilinmeyen Genetik Kodları Çözümledi

Genetik diziler arasında, ne işe yaradığını bilmediğimiz “çöp DNA” olarak adlandırılan bölümler bulunmaktadır. Ancak son yıllarda, yapay zeka bu bölgelerin sanılandan çok daha önemli olabileceğini ortaya koydu. 2023 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada, yapay zeka kullanılarak bu “çöp” denilen bölgelerin gen ifadesini nasıl etkilediği analiz edildi ve bazı kanser türlerinin tetiklenmesinde bu alanların büyük rol oynadığı anlaşıldı. Bu buluş, genetik mühendislikte yepyeni bir kapı araladı. Gen tedavileri artık sadece mutasyonlara değil, bu gizli kodlara da odaklanmaya başladı. Gelecekte, kişiselleştirilmiş tedavilerin çoğu yapay zeka sayesinde bu gizli genetik bilgileri çözerek hayata geçirilecek.

Yapay Zekanın Bilim Dünyasındaki Devrimsel Etkileri

Kendi Bilimsel Hipotezlerini Üretmeye Başladı

Evet, yanlış duymadınız. Yapay zeka artık sadece veri analiz etmekle kalmıyor, aynı zamanda hipotez de kurabiliyor. IBM’in Project Debater sisteminin bir uzantısı olarak geliştirilen bir yapay zeka, belirli bir veri kümesine bakarak “Bu veriye göre şu etki olabilir.” gibi bilimsel hipotezler üretiyor ve bunları test etmek için yöntemler öneriyor. Bunu, bir araştırma laboratuvarında çalışan genç bir doktora öğrencisi gibi düşünebilirsiniz; tek farkı, saniyede binlerce makale okuyup karşılaştırabilmesi. Bilimin en temel adımı “Soru sormaktır.” derler, işte yapay zeka artık bu soruları da sormaya başladı. Bu durum, gerçekten de “bilimsel aklın dijitalleşmesi” anlamına geliyor.

Yapay Zekanın Bilim Dünyasındaki Devrimsel Etkileri

“Hissetmiyor Ama Anlıyor” Evresi

Yapay zeka duygusal değil, bunu biliyoruz. Fakat artık bazı modeller, insanın anlattığı şeyleri yalnızca kelime anlamıyla değil, bağlamı ve niyetiyle birlikte anlayabiliyor. 2024’te duyurulan bazı çok modelli (multimodal) yapay zeka sistemleri, bir bilimsel görseli sadece tanımakla kalmayıp, o görselin ne anlatmak istediğini de anlayabiliyor. Bu tür sistemler sayesinde bilimsel iletişim de evrim geçiriyor. Artık bir araştırma makalesi yalnızca insanlar için değil, yapay zekanın da okuyup anlayabileceği bir formatta hazırlanıyor. Böylece bilimsel ilerlemenin hızı katlanarak artıyor.

Yapay Zekanın Bilim Dünyasındaki Devrimsel Etkileri

Füzyon Enerjisinde de Kontrolü Ele Aldı

Nükleer füzyon, temiz ve sınırsız enerji vadediyor; ancak füzyon reaksiyonlarını kontrol etmek son derece zor. Plazma, aşırı yüksek sıcaklıklarda dengesizleşiyor ve bu da reaksiyonun durmasına neden oluyor. 2022 yılında DeepMind ve İsviçre’deki EPFL, bu sorunu çözmek için yapay zekayı devreye soktu. Yapay zeka, plazmayı manyetik alanlarla stabilize etmeyi öğrendi ve insan mühendislerin yıllardır başaramadığı bir hassasiyetle füzyon reaksiyonlarını kontrol etti. Bu, temiz enerji devriminin önünü açabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Yapay Zekanın Bilim Dünyasındaki Devrimsel Etkileri

Neler Olacak Biliyor Musunuz?

Bugün tanık olduğumuz gelişmeler, yalnızca birer fragman. Yapay zeka artık bilimin bir kolu değil, bilimin kendisiyle iç içe geçmiş bir beyin gibi işlev görüyor. Bilgiye ulaşmak için değil, bilgiyi oluşturmak için kullanılıyor. Ve bu daha başlangıç. Belki de yarın, yapay zekanın önerdiği bir çözümle okyanuslar temizlenecek. Belki de evrenin doğuşunu onun sayesinde tam anlamıyla anlayacağız. O yüzden yapay zekayı yalnızca bir kodlama aracı olarak değil, merakla çalışan bir beyin olarak görebiliriz.

Sizin düşünceleriniz neler?

Kaynaklar: Google, National Academies, Drug, Kellogg School of Management

Yapay Zeka Hakkında Diğer İçeriklerimiz:

Benzer yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.

Sponsor
Yazılar