Yenilikçi Isı Pompası Teknolojisi: AtmosZero
Geleneksel ısı pompalarının çoğu, maksimum 50 °C sıcaklığa ulaşabilmektedir. Ancak, Amerikalı girişim AtmosZero, 200 °C’da buhar üretebilen devrim niteliğinde bir sistem geliştirdi. Bu yenilikçi ısı pompası, havayı ısı kaynağı olarak kullanırken, 2.0 gibi bir COP (Coefficient of Performance) değeri sunmaktadır.
Dünyanın fosil yakıtlardan arınma sürecinin en pratik yolu, elektriği yenilenebilir kaynaklardan elde etmektir. Gelecekte elektrik kaynaklarımızın tamamını yenilenebilir enerjiye dönüştürebilirsek, enerji sorununu büyük ölçüde çözmüş olacağız. Ancak dikkat çekici bir gerçek var: Dünya enerji tüketiminin %8’i, sanayilerde kullanılan endüstriyel buhar üretiminden kaynaklanmaktadır. Bu ihtiyacı elektrikli ısıtıcılarla karşılamak mümkün olsa da, bu durum aşırı elektrik tüketimine yol açacaktır.
AtmosZero, evlerde kullanılan ısı pompası teknolojisinin iki aşamalı bir versiyonunu geliştirerek, elektrik kullanımını optimize etmeyi hedefliyor. Bu sistem, kullandığı elektrik enerjisinin büyük bir kısmını havadan elde edilen sıcak hava ile tasarruflu hale getiriyor. Isı pompası, içindeki özel gaz ve kompresör teknolojisi ile dışarıdaki havayı soğuturken iç mekanın ısınmasını sağlıyor. Geleneksel ısı pompaları genellikle yüksek sıcaklıklara ulaşamıyor. Şu ana kadar, 50 °C su sıcaklığı üretebilen modeller, sıcak su ihtiyacını karşılamak için yeterliydi. Ancak son zamanlarda, Propan (R290) gazı kullanan modeller, 70 °C’ye kadar sıcaklık üretebiliyor ve bu da kalorifer petekleriyle ısıtma imkanı sunuyor.
Buhar üretimi için, sistem içinde iç içe geçmiş iki ısı pompası kullanılıyor. İlk çevrimde sıcaklık artırılırken, ikinci çemberde gazlı sistem yüksek sıcaklıkta 200 °C’ye kadar ısıtmaya devam ediyor. Şu anda piyasada bulunan paket sistem, 650 kW gücünde ısı sağlayabiliyor. Bu sistem, mevcut durumda 15 °C olan dış hava sıcaklığını 150 °C’ye kadar buhara dönüştürebiliyor. Ancak 2025 yılına gelindiğinde bu sıcaklık 165 °C’ye, 2026’da ise 200 °C’ye ulaşması hedefleniyor.
AtmosZero, bu yenilikçi sistemi, Colorado merkezli “New Belgium Brewing” bira şirketinin kazanlarıyla yıl sonuna kadar test etmeyi planlıyor. Eğer sonuçlar istenen başarıyı sağlarsa, firma önce bir tesisinin tüm buhar ihtiyacını karşılayacak ekipmanı temin edecek, ardından tüm 50 eyaletteki üretim tesisleri için benzer bir dönüşüm sürecine gidecektir. Böylece fosil kaynakları terk ederek, sürdürülebilir bir enerji kullanımına geçiş yapmayı hedefliyor.
Geleneksel doğalgaz ile ısıtmada enerji verimliliği %80 civarında kalırken, elektrikli dirençli ısıtma sistemlerinde bu verimlilik %98’e kadar çıkabiliyor. Ancak ısı pompası kullanıldığında, enerji verimliliği %200’e kadar tırmanmaktadır. Bunun nedeni, ısının dışarıdaki havadan alınmasıdır. Bu sayede, sistem daha pahalı olmasına rağmen, 3 yıl içerisinde daha az elektrik tükettiği için maliyetini amorti etme avantajı sunuyor. Ayrıca, ısı pompasının ömrünün 20 yıl olması planlanıyor.
Sistemin en büyük avantajı, mevcut kazan sistemleri ile birebir değiştirilmesine olanak tanımasıdır. Bu sayede, dönüşüm projesi olmanın yanı sıra, bir ürün olarak pazara sunulabilmektedir. Piyasanın genellikle kullandığı atık ısıya bağlı olmaması, her türlü koşulda dönüşüm sağlanabilmesine imkan tanıyor.