Uzayın Mülkiyeti ve Hukuki Durumu
Uzaya ilk ayak basan ülke ABD olsa bile, bu durum uzayın mülkiyet hakkının ona ait olduğu anlamına gelmiyor. Peki o zaman, hukuki olarak uzay kime aittir? Uzayın mülkiyetine dair uluslararası antlaşmalar mevcut mu? Bu soruya yanıt ararken, uzayın mülkiyetine ilişkin kesin bilgiler bulmak zor, çünkü bu konuda geçerli bir mülkiyet hakkı yok.
1962 yılında, dış uzayın barışçıl amaçlarla kullanılması ve devletler arası koordinasyonu sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler Dış Uzay Dairesi kuruldu. Ardından, 1967 yılında Birleşmiş Milletler girişimiyle, uzayın mülkiyeti ve kullanımının uluslararası hukuk çerçevesinde düzenlenmesi için Dış Uzay Antlaşması yürürlüğe girdi. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 102 ülke tarafından imzalanan bu antlaşma, uzay konusunda kafamızdaki pek çok soru işaretini giderecek nitelikte.
Antlaşmanın Kapsamı
1967 yılında imzalanan Dış Uzay Antlaşması, uzayın keşfi ve kullanımı konusunda önemli ilkeler belirliyor. Bu antlaşmaya göre:
- Uzayın keşfi ve kullanımı, tüm ülkelerin yararına ve çıkarlarına göre yürütülmelidir.
- Uzay, hiçbir ülkeye ait değildir; dolayısıyla uzay, tüm insanlığın ortak alanıdır.
- Antlaşmanın bir diğer önemli ilkesi, egemenlik iddialarının reddidir: Hiçbir devlet, Ay ve diğer gök cisimleri dahil olmak üzere uzay üzerinde egemenlik iddiasında bulunamaz.
- Devletler, uzayı barışçıl bir şekilde kullanmalı ve kitle imha silahları gibi tehlikeli unsurları uzaya yerleştiremez.
- Devletler, uzaydaki faaliyetlerinden hukuki anlamda sorumlu olup, bu faaliyetler uluslararası ölçekte denetlenecektir.
Türkiye ise bu antlaşmaya 2012 yılında dahil olmuştur. Bu ilkeler, uzayın mülkiyetinin hiçbir birey ya da devlete ait olmadığını, aksine insanlığın ortak bir mirası olduğunu açıkça göstermektedir.
Kaynaklar: Space Foundation
İlginizi çekebilir: