New York’ta Trafik Sorununa Yenilikçi Çözüm
New York şehir yönetimi, özellikle şehrin yoğun bölgelerinde yaşanan trafik sıkıntısını çözmek amacıyla, diğer şehirler için de örnek teşkil edebilecek devrim niteliğinde bir projeyi hayata geçirdi. Şehir yönetimi, New York’un belirli bölgelerine araçla girişin paralı hale getirilmesini hedefleyen bu projeyi, Biden yönetiminden gerekli izinleri almak için yıllardır sürdürdüğü çabaların sonucunda nihayet onaylatmayı başardı. Uygulama, 5 Ocak tarihinden itibaren hayata geçirildi.
“Trafik Yoğunluğu Ücreti” adı verilen bu yeni düzenleme kapsamında, Manhattan gibi trafik yoğunluğunun en yüksek olduğu bölgelerden birine girmek isteyen sürücüler, gündüz saatlerinde 9 dolar, gece ise 2.25 dolar trafik yoğunluğu ücreti ödemek zorunda kalacaklar. New York şehir yönetimi, bu uygulamanın şehirdeki trafik yoğunluğunu önemli ölçüde azaltacağına inanıyor. Aslında, başlangıçta bu ücretin 15 dolar olması planlanmıştı, ancak hükümetin veto etmesi üzerine bu rakamlar yeniden gözden geçirildi. İlk aşamada 9 dolar olarak belirlenen ücret, 2028 yılında 12 dolara, 2031 yılında ise 15 dolara çıkarılacak.
Bu uygulamadan elde edilecek gelir, şehrin toplu taşıma sisteminin iyileştirilmesi için kullanılacak. Bu durum, hem trafik sorununu hafifletmeyi hem de toplu taşımayı daha cazip hale getirmeyi amaçlıyor.
Trafik Yoğunluğu Ücretinin Çevresel Etkileri
Trafik Yoğunluğu Ücreti, Çevre İçin Olumlu Sonuçlar Doğuracak
ABD’de ilk kez New York’ta uygulamaya konulan bu trafik yoğunluğu ücreti, sadece trafik sorununa çözüm arayanlar için değil, çevre savunucuları için de umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu uygulamanın gereksiz araç kullanımını azaltacağına dair güçlü bir inanca sahip. Metropolitan Transportation Authority tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, bu uygulama sayesinde 2045 yılına kadar New York’taki araçların günlük kat ettiği ortalama mesafe %4.36 oranında düşecek. Bu durum, hem New York’un karbon ayak izini küçültecek, hem de şehirdeki hava kirliliğini azaltacaktır.
Nitekim, 2045 yılına gelindiğinde bu sayede karbon dioksit salımında %10.72’lik bir düşüş bekleniyor. Ulaşım Alternatifleri Derneği sözcüsü Alexa Sledge, konuyla ilgili yaptığı açıklamada bu duruma dikkat çekiyor: “Ülkenin büyük bir bölümünde arabalar, Amerikan kültürüne o kadar entegre olmuş durumda ki artık onları çevreye zarar veren unsurlar olarak görmüyoruz. Ancak maalesef durum böyle. Dolayısıyla, iklim politikamızın en önemli hedeflerinden biri, insanları arabalardan indirip toplu taşımaya, otobüslere, bisikletlere yönlendirmek ve yaya olarak seyahat etmelerini sağlamak olmalıdır.”