Amazon’un Yenilenebilir Enerji Girişimi
Dünyaca ünlü e-ticaret devi Amazon, sıcak fırsatların vazgeçilmezi olmasının yanı sıra, yenilenebilir enerji alanında da önemli bir girişim başlattı. Bu girişim, özellikle veri merkezi hizmetleri sunan Amazon Web Services (AWS) ile iş birliği yaparak gerçekleştiriliyor. Son yıllarda Amazon’un en büyük kazanç kaynağı haline gelen bu hizmetin başlangıcı ise oldukça ilginç bir hikaye içeriyor.
Amazon, yüksek talep dönemlerinde aşırı yoğunlukları yönetebilmek için devasa bir bulut altyapısı kurdu. Bu altyapıyı oluşturduktan sonra, genellikle boş kalan kaynakları veri merkezi müşterilerine sunarak gelir elde etmeye başladı. Zamanla bu, büyük bir iş koluna dönüşerek yüzlerce veri merkezi ile dünya genelinde hizmet vermeye başladı. Şimdi ise, bu veri merkezlerini fosil yakıtlardan arındırarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek için ciddi yatırımlar yapma planları bulunuyor.
Amazon’un en kolay şekilde enerji üretebildiği kaynak olan güneş enerjisi, yalnızca günde 8 saat enerji üretebiliyor. Kalan zaman dilimlerinde ise veri merkezlerinin sürekli hizmet verebilmesi için ekstra üretilen elektriğin depolanması gerekiyor. Ancak, gece boyunca elektrik sağlamak için kullanılan klasik lityum bazlı bataryalar oldukça maliyetli. Ayrıca, bu bataryaların patlayıcı ve yanıcı özellikleri, veri merkezleri için istenmeyen bir durum yaratıyor.
İşte bu noktada, Unbound Potential adlı girişim devreye giriyor. Girişim, akışkan batarya teknolojisi üzerinde çalışarak önemli bir çözüm sunmayı hedefliyor. Akışkan bataryalar, gerilim farkını farklı elektrolit sıvılarda depolayarak enerji saklayan bir batarya türüdür. Bu sistemde, bataryayı şarj etmek için iki farklı sıvı kullanılıyor; biri pozitif, diğeri ise negatif yükleniyor ve farklı tanklarda muhafaza ediliyor. Tankların büyüklüğü, saklanabilecek enerji miktarını doğrudan etkileyerek daha fazla enerji depolama imkanı sağlıyor.
Amazon’un veri merkezlerinin, hem gün ışığı olmayan saatlerde hem de bulutlu günlerde güneşten elde edilen elektrikle çalışmasını sağlayacak olan bu akışkan batarya sistemi, belirli malzemeleri kullanarak işliyor. Bu malzemeler arasında şunlar bulunmaktadır:
- Elektrolit sıvılar
- Enerjinin değiş tokuş yapıldığı, ancak sıvıların karışmasını engelleyen membran
- Pompalar
- Tanklar
Bu malzemeler arasında en karmaşık ve maliyetli olanı ise membran teknolojisidir. Membran, hem üretim zorluğu hem de çabuk yıpranabilirliği nedeniyle ek maliyetler doğurabiliyor. Ancak, Unbound Potential girişimi, membranı tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bunun için, yağ ve su gibi birbirine karışmayan sıvılar kullanarak başarılı bir yöntem geliştirmiş durumda. Bu sıvılar, yanıcı değil, 20 bin şarj/deşarj döngüsüne kadar dayanıklı ve depolanan elektriğin %85’ini geri verebiliyor.
2021 yılında İsviçre’de kurulan bu girişim, ilk pilot tesisi için Amazon ile anlaşma imzaladı. Toplam 6 MWs kapasiteli batarya için Amazon, 2 milyon Euro destek sağlayacak ve bu batarya veri merkezi binasında kullanılacak. Sistemin tek eksik noktası ise enerji saklama yoğunluğudur. Örneğin, 40 konteynerlik bir hacimde sadece 10 MWs enerji saklanabiliyor. Ancak, firmanın ürettiği elektrik depolama sistemi sabit olacağı için bu bir sorun olarak görülmüyor. Şu an için 4-10 saat arası elektrik depolama kapasitesi sunmayı planlayan firma, gerektiğinde 20 saate kadar enerji depolama imkanı sağlayabileceğini de belirtiyor. Amazon için kurulacak sistemin diğer detayları ise henüz netlik kazanmış değil.