Akıllı Saatlerin Sağlığımıza Etkileri
İster Apple Watch, ister Samsung Galaxy Watch, isterse başka bir fitness takip cihazı olsun, akıllı saatler uzun zamandır günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu cihazlar, hareketlerimizi izlemekten nabzımızı ölçmeye, uyku düzenimizi takip etmekten sağlık verilerimizi analiz etmeye kadar birçok işlevi yerine getiriyor. Sağlık açısından faydalı olduklarını düşünmekle birlikte, akıllı saatlerin fiziksel ve ruhsal sağlığımıza olumsuz etkileri de olabilir mi?
Avantajları
Akıllı saatlerin sunduğu pek çok avantajı hepimiz biliyoruz. Örneğin, telefonumuzu cebimizden çıkarmaya gerek kalmadan bileğimizden bildirimleri kontrol edebilme, sağlık verilerimizi anlık takip etme ve diğer akıllı cihazlarla kolayca bağlantı kurabilme gibi özellikler oldukça kullanışlıdır. Ancak, her şeyde olduğu gibi, avantajları kadar dezavantajları da bulunmaktadır.
Ruhsal Sağlığa Olumsuz Etkileri
Akıllı saatlerin ruhsal sağlığımıza olan etkilerine bakacak olursak, sürekli ulaşabilirlik bir avantaj gibi görünse de, aslında dikkatimizi dağıtan bir faktör haline gelebilir. Devamlı olarak bildirimlere maruz kalmak, dikkatimizi dağıtırken kendimize ayırdığımız zamanı da kısıtlayabilir. Bu durum, ruhsal yenilenme ihtiyacımızı olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, sağlık verilerine sürekli erişim sağlamak ve bunları geliştirme arzusu, bizi stres altında hissettirir. Veriler olumlu ilerlediğinde kendimizi iyi hissetsek de, olumsuz bir ivme söz konusu olduğunda yetersizlik hissi ve stresle karşılaşabiliriz.
Fiziksel Sağlığa Olumsuz Etkileri
Akıllı saatlerin fiziksel sağlığa olan etkilerine gelince, bu cihazlar belirli bir radyasyon seviyesinin altında üretildikleri için genellikle zararsız kabul edilir. Ancak, WLAN ve Bluetooth gibi kablosuz iletişim teknolojileri kullanmaları nedeniyle uzun süreli maruziyet bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, kalp pili gibi implante edilmiş cihazlarla etkileşimde bulunabilen “biyoimpedans” teknolojisini kullanan bazı akıllı saatler, bu tür sağlık cihazlarına sahip olanlar için risk oluşturabilir. Bu nedenle, böyle bir cihaza sahip olanların akıllı saat kullanmadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları önemlidir.
Bir diğer olumsuz etkisi ise cilt sağlığına zarar verme potansiyelidir. Özellikle sıcak havalarda akıllı saatlerin kayışları, teri hapsederek cilt tahrişine neden olabilir. Ancak, kayışların zararları bununla sınırlı değil. Bilim insanları, bazı popüler akıllı saat kayışlarının cilt yoluyla emilebilen endişe verici bir kimyasal olan PFHxA (perfloroheksanoik asit) içerdiğini keşfetmiştir. Araştırmalar, floroelastomerler içeren ve ter ile yağlara karşı dayanıklı sentetik kauçuktan yapılan birçok kayışın önemli düzeyde PFHxA içerdiğini göstermektedir. Bu kimyasal, kullanıcının cildine kolayca geçebilir ve PFAS olarak bilinen sentetik kimyasalların daha büyük bir ailesinin parçasıdır. Uzun süre boyunca insan vücudunda kalma kabiliyetleri nedeniyle “sonsuza dek kimyasallar” olarak adlandırılmaktadır.
PFAS’ler, yapışmaz pişirme kapları, gıda ambalajları ve kozmetikler gibi çeşitli ürünlerde bulunabilirken, doğrudan cilde temas eden saat kayışlarında bulunmaları ciddi bir maruz kalma riski yaratmaktadır. Araştırmanın yazarlarından Graham Peaslee, “Bu keşif, cildimizle uzun süreli temas hâlinde olan eşyalarda bulunan bir tür kalıcı kimyasala dair çok yüksek konsantrasyonların endişe verici olduğunu ortaya koyuyor. Milyonlarca insanın bu cihazları uzun süre boyunca kullandığını düşündüğümüzde, bu durum oldukça kaygı verici.” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.
Sonuç
Özetle, akıllı saatlerin sağladığı avantajlar yadsınamazdır. Ancak, bu cihazların olası dezavantajlarını da göz önünde bulundurarak bilinçli bir şekilde kullanımın önemi oldukça büyüktür.
Kaynaklar: American Chemical Society, Memon, Blackview