ABD’de Yenilenebilir Enerji Devrimi
2024 yılı itibarıyla rüzgar ve güneş enerjisi, ABD’nin toplam elektrik üretiminin %17‘sini oluşturarak, %15’lik rekor düşük seviyeye gerileyen kömürü ilk kez geride bırakmıştır. Enerji düşünce kuruluşu Ember’in yayımladığı rapora göre, kömürden elektrik üretimi, 2007 yılında zirveye ulaştıktan sonra sürekli bir azalma göstermiştir. 2024 yılına gelindiğinde kömürün elektrik üretimindeki payı %15 seviyesine düşmüştür ve bu durum, hızla büyüyen güneş ve rüzgar enerjisi kaynakları tarafından geçilmiştir.
ABD’nin 51 eyaletinin 24’ünde, güneş ve rüzgar enerjisi, kömürü geride bıraktığı kaydedilmiştir. Elektrik talebi ise, son 14 yıl boyunca durağan bir seyir izledikten sonra, son yıllarda belirgin bir artış göstermiştir. 2024’te elektrik talebinde %3’lük bir artış gerçekleşmiştir. Bu talep artışı ve kömür kullanımındaki düşüş, büyük ölçüde güneş, rüzgar ve doğalgaz santralleri tarafından karşılanmıştır.
Kömürdeki bu düşüşe rağmen, artan elektrik talebi ve doğalgaz santrallerindeki artış nedeniyle karbon emisyonları %0,7 oranında bir artış göstermiştir. Bununla birlikte, elektrik üretimindeki karbon yoğunluğunun azalmaya devam ettiği gözlemlenmiştir.
Güneş Enerjisindeki Hızla Artan Üretim
Kaynaklara göre, elektrik üretiminde güneş enerjisinin katkısı 64 TWh artış göstererek, 59 TWh artış kaydeden doğalgazı geride bırakmıştır. Güneş enerjisi, %24’lük bir büyümeyle toplam üretim içinde %5,62 paya ulaşarak, hidroelektrik üretimini de geçmeyi başarmıştır.
Geçtiğimiz yıl, ülkede eklenen yeni enerji kapasitesinin %81’ini güneş santralleri oluşturmuştur. Rüzgar enerjisi ile üretimdeki artış ise %7 olarak belirlenmiştir. Ancak, yeni eklenen rüzgar kapasitesi son 10 yılın en düşük seviyesine gerilemiştir. Buna rağmen, güneş enerjisi, rüzgar enerjisinden %50 daha fazla elektrik üreterek toplam üretimde %10
Önümüzdeki yıllarda, elektrikli araçlar, klimalar, ısı pompaları ve veri merkezlerinin artışıyla birlikte elektriğe olan talebin artmaya devam etmesi beklenmektedir. Bu artışın, büyük oranda güneş ve rüzgar enerjisi kaynaklarıyla karşılanacağı öngörülmektedir.
