Yakıt Pili Teknolojisinde Türkiye’nin Yeri

Ülkemiz 2023 hedefleri doğrultusunda bölgesel bir güç olmayı istemektedir. Ülkemizin bu idealine katkı sunabilecek ve insanımızın yaşam kalitesini artırabilecek yakıt pili teknolojisi ise ülkemizin önünde çok büyük fırsat olarak durmaktadır. Peki yakıt hücresi teknolojisi nedir? Ülkemizin bu yarıştaki konumu nedir?

Bilim adamları, fosil yakıtların yakılmasıyla ortaya çıkan CO2, CO ve CH4 gibi gazların sebebiyet verdiği küresel ısınma ve sera etkisi gibi insanlığın ortak sorunlarını ve çevresel kirliliği minimize etmek amacıyla, dünyanın en temiz ve verimli teknolojilerinden biri olacağını varsaydıkları yakıt pili teknolojisine odaklanmıştır.

Yakıt hücresi, farklı reaksiyonların gerçekleştiği anot, katot ve iyonik iletkenliğe sahip bir elektrolitten oluşmaktadır. Yakıt hücreleri, şu an kullandığımız sistemlerin (elektrik enerjisi üretmek için) aksine herhangi bir yanma reaksiyonu olmadan ve ara eleman kullanmadan, kullandığı yakıtı doğrudan elektrik enerjisine çevirebilmektedir. Şu an kullanmakta olduğumuz sistemlerde doğrudan elektrik enerjisi üretemeyip ara işlemler ile üretiriz. Bu da enerji kaybına yol açtığından verim düşmektedir. Yakıt pilleri elektriği doğrudan üretebildiğinden TÜBİTAK verilerine göre verimi %80 düzeylerindedir.

Farklı tipte yakıtlar ile çalışabilmektedir. Daha çok hidrojen kullanılmaktadır. Nedeni ise hidrojenin reaksiyon kademelerinin daha basit olması, kullanılabilecek diğer yakıtlara göre çok daha yüksek elektrokimyasal etkenlik göstermesi ve ürünler kısmında (reaksiyonda) çevreye zarar verebilecek ürün olmaması gösterilebilir. Oksitlendiği ve yakıtla beslendiği sürece elektrik enerjisini üretmeye devam ederler.  Elektrik Enerjisini depolamazlar. Yan ürün olarak açığa yalnızca ısı ve su çıkmaktadır. Denizaltılar, insansız hava araçları, uçaklar, arabalar, evler, apartmanlar, fabrikalar, baz istasyonları vs. gibi geniş yelpazeye sahip uygulama alanı, insanoğlu için çok büyük fırsattır.

Ülkemizde bu teknolojinin ürüne dönüştürülmesi için TÜBİTAK, VESTEL, ASPİLSAN gibi kurumlar başta olmak üzere Gebze Teknik Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi gibi birçok üniversitemiz bünyesinde laboratuvarlar kurulmuş ve hâlen çalışmalara yürütülmektedir.

GTÜ, Kale Havacılık ile İHA’larda kullanılacak ve İHA’ların havada kalış sürelerini 3 kata kadar artırması düşünülen yakıt pillerine ilişkin ortak proje yürütmektedir. Yine aynı üniversite bünyesinde dünyanın 4 ülkesinin üretebildiği 0.2 mm kalınlığında boru tipi katı oksit yakıt hücresi üretilerek bu ürünü üretebilen 5. ülke olduk. Bu borulardan 300 tanesi bir araya gelerek 40 kg’lık bir yükü 4 kata kadar azaltabilmektedir. Bu da tabi ki zor şartlar altında görev yapan Silahlı Kuvvetler personelimiz açısından kolaylık sağlayacaktır. Aynı zamanda Sabancı Üniversitesi, Grafen Amiral Gemisi Projesinde kazandığı deneyimler ışığında ilk ürünlerini 2023 itibariyle günlük hayatımıza, evlerimize ve arabalarımıza sokmaya çalışmayı hedeflemektedir. Gelişmiş ülkelerde ise görmüş olduğunuz üzere Japonya’nın Toyota firmasından, Amerika’nın General Motors firmasına kadar birçok ülke ilk ürünlerini vermek bir yana dursun piyasaya sürmeye hazırlanmaktalar.

 

Dünya ile yarışabilecek düzeyde olan ülkemiz için bu teknoloji eşsiz bir fırsattır. Bu yarışta geri kalmamak için kazandığımız bilgiyi ve tecrübeyi kısa vadede ürüne dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Bu nedenle mühendislerimiz bu teknolojiyle ilgili daha fazla çalışma yapmalı, devletimiz de daha fazla destek olmalıdır. Zira gelecekte bu teknolojinin dünya üzerinde önemli bir pazara sahip olacağı açık bir gerçektir.