Soy gazlar, kimyasal olarak tepkimeye girme eğilimleri çok düşüktür. Periyodik tabloda 18 grubunda yer alırlar. Soy gazlar genellikle kokusuz, alev almayan, tatsız, renksiz ve kimyasal reaksiyona girme eğilimleri çok düşüktür. Bazı kaynaklarda asal gaz olarak da yer almaktadırlar. İlk kez Hugo Erdmann tarafından keşfedilmiştir.
Soy gazların reaksiyona girmeleri için gerekli ortam şartları ayarlanması gerekmektedir. Bu inert olma özellikleri, reaksiyonun olmaması gerektiği durumlarda işimize yaramaktadır. Örneğin kaynak uygulamalarında, özellikle TIG kaynağı uygulamasında korozyon oluşmaması için bir soy gaz olan Argon gazı kullanılmaktadır.
Soy gazların inert olması yani reaksiyona girmemesinin nedenleri atomik boyutlarda açıklanabilmektedir. Soy gazlar, atomların valans ya da değerlik elektronlarında bağ yapacak elektronlara sahip değildir. Yani kararlı yapıda bulunurlar. Bu özellik farklı soy gazların benzer özelliklerde olmalarına sebep olur. Örneğin ergime ve kaynama sıcaklıkları birbirine çok yakındır.
Hangi elementler soy gazdır?
Xenon, argon, neon ve kripton gazları havanın sıvılaştırılması tekniği ile direkt olarak havadan elde edilirler. Helyum ise direkt olarak doğal gaz kaynaklarından kriyojenik gaz ayırma yöntemi kullanılarak üretilirler. Radon gazı ise radyoaktif bozunma yöntemi kullanılarak elde edilir. Bu bozunma genellikle toryum veya uranyum bileşiklerinden elde edilir.
Bilinen soy gazlar şu şekildedir;
- Argon (Ar)
- Helyum (He)
- Neon (Ne)
- Kripton (Kr)
- Xenon (Xe)
- Radon (Rn)
Soy gazlar nerelerde kullanılır?
Soy gazlar, genellikle düşük ergime ve kaynama sıcaklıklarında bulunduğundan dolayı genellikle kriyojenik uygulamalarda kullanılmaktadır.
Helyum gazı kullanımı
Helyum, genellikle gaz altı kaynak uygulamalarında koruyucu gaz olarak kullanılmaktadır. Kaynak uygulanan bölgeyi oksitlenmeye karşı korumaktadır. Havadan hafif olması nedeniyle yükselme eğilimindedir. Bundan dolayı da uçan balonlarda da kullanımı yaygındır.
Soy gazların kullnıldığı başka bir alan ise dalgıçlıktır. Dalgıçların kullanmakta olduğu hava tüplerinde bulunurlar. Oksijen – helyum karışımı halinde bulunurlar. Helyum kullanılmasının nedeni olası bir vurgun olayının önüne geçmektir. Helyum, sıkıştırma yöntemiyle sıvı hale gelmez. Böylece kanda basınç azaldığında gaz haline geçmez ve hava kabarcığı oluşmaz.
Soy gazlar ayrıca reaktörlerin soğutulmasında ve kaçak testleri uygulamalarında kullanılırlar. MR cihazlarındaki süper iletken manyetikler yine helyum gazı kullanılarak soğutulurlar.
Neon gazı kullanımı
Soy gazlar arasında en güçlü ışı veren gaz neon gazıdır. En çok aydınlatma endüstrisinde kullanılırlar.
Neon gazının aydınlatma olarak kullanılması düşük basınçta gerçekleştirilir. Bir tüpe düşük basınçlı neon gazı eklenir. Ardından her iki taraftan yüksek gerilim verilir. Sonuç olarak gaz atomlarının uyarılması ile ışıma meydana gelir. Genellikle reklam panolarında veya hafif ışık veren aydınlatma lambalarında kullanılırlar.
Argon gazı kullanımı
Bir soy gaz olan argon en çok kaynak işlemlerinde kullanılır. Reaksiyona girmediğinden dolayı kaynak bölgesini oksitlenmeden korur. Böylece korozyon meydana gelmez. Diğer bir kullanım alanı ise döküm sektörüdür. Dökümü yapılan metalin zararlı gazlardan arındırma işleminde kullanılır. Ayrıca metallerin kimyasal analizi yapılan cihazlarda da argon gazı kullanılmaktadır.
Xenon gazı kullanımı
Normal şartlarda renksiz bir gaz olan xenon gazı, soy gazlar arasında az rastlanan bir türdür. Yaygın olarak bilinmesinin sebebi otomobil farlarında kullanılmasıdır. Temel çalışma prensibi, kapalı bir tüpte bulunan gaza gerilim verilerek ışıma yapmasını sağlamaktır. Verilen gerilim miktarına göre bu gazın ışık rengi de farklı olacaktır.
Radon gazı kullanımı
Soy gazlar arasında tehlikeli olarak bilinen diğer bir gaz ise radon gazıdır. Bu gaz genellikle bir tüpe eklenerek kanserli hücrelerin yer aldığı bölgeye yerleştirilir. Yaydığı alfa ışınları ile kanserli hücrelerin tedavisinde kullanılırlar. Zehirli bir gazdır ve kesinlikle solunmaması gerekmektedir.
Bu da ilginizi çekebilir: Bir soy gaz olan helyumun bileşik yaptığı keşfedildi
Yorumlar