Nükleer Enerjinin Dünü ve Yarını

Nükleer enerji, ortaya çıktığından beri enerjiye ihtiyaç duyan toplumlarda tartışma konusu oldu. Bu yazımızda nükleer enerjinin tarihi gelişiminden, çalışma prensibinden, şuan ki dünya üzerindeki kullanımından ve ülkelere sağladığı fayda ve risklerden bahsedeceğiz.

1789 yılında Alman kimyager Martin Heinrich Klaaproth tarafından uranyum atomunun keşfi ve daha sonra 1930’lu yıllarda uranyumun atomik olarak parçalanmasıyla nükleer enerji adından söz ettirmeye başladı. İlk olarak kitle imha silahı olarak kullanılması o zamanki devletler için çok daha cazip gelmekteydi. Nükleer enerjiden üretim yapmak ise 1970’lerde petrol krizinin de etkisiyle ortaya çıkmaya başladı. Ortaya çıkan büyük enerji üretimi devletlerin ilgisini çekmiş ve bu konuda ciddi yatırımlarla art arda santraller kurulmaya başlamıştır.

Nükleer enerjinin uranyumdan üretimi uranyum atomunun içindeki U-235 izotopunun ortaya çıkarılması ve bu izotopun zenginleştirilmesiyle uranyum peletleri oluşturulur. Bu peletler yakıt zarflarına eklenerek reaktörlerin içine konulur. Daha sonra reaktörde fisyon tepkimesi gerçekleştirilerek zincirleme tepkime elde edilir. Bu tepkimeyle ortaya yüksek miktarlarda enerji ortaya çıkar. Akkuyu Nükleer’in resmi sayfasındaki verilere göre 1 kg nükleer yakıt 100 bin kg kömürün ısı enerjisyle ve 600 bin kg petrolün yakılmasıyla ortaya çıkan ısı enerjisine eşit enerji üretebilmektedir.

Ülkelerledeki Mevcut Durum

Nükleer enerji günümüzde birçok ülke tarafından tercih edilmektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre Ağustos 2019 itibariyle dünya üzerinde 31 ülkede 450 adet reaktör aktif olarak kullanılmaktadır. 19 ülkede 52 adet de reaktör inşa halindedir. Yine bakanlığın verilerine göre dünya elektriğinin %10’u nükleer enerjiden elde edilmektedir. Ülkeler olarak Fransa elektrik ihtiyacının %72’sini, Ukrayna %53 ‘ünü, İsveç %40’ını, ABD. %19’unu nükleer enerjiden sağlamaktadır. İnşaat halindeki reaktörlerden 9’u Çin’de, 7’si Hindistan’da, 6’sı Rusya’dadır. Türkiye ve Fransa’da da 1’er tane reaktör inşaat halindedir.

Türkiye’deki Nükleer Santral Çalışmaları

Türkiye 2010 tarihinde Rusya ile imzalanan anlaşma ile başlamış, gerekli fizibilite ve araştırmalar sonucunda Nisan 2018’de Mersin’in Gülnar ilçesine Akkuyu nükleer santrali için ilk temel atılmıştır. Akkuyu Nükleer Santralinin faaliyete 2023 yılında geçmesi planlanmaktadır. İkinci nükleer santral projesi için de Japonya ile 2013 yılında hükümetler arası sözleşme imzalanmış bu projede çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca Akkuyu’da görev almak için Türkiye’den 250’ye yakın öğrenci nükleer eğitimi almak için Rusya’ya gitmiş bir kısmı mezun olup yurda dönüp çalışmalara başlamıştır.

Nükleer Enerjinin Faydaları

  • 7/24 enerji üretimi olduğu için diğer enerji üretim yöntemlerine göre çok daha verimli ve ekonomik olmasıdır .
  • Yapımında ve faaliyete geçmesiyle kalifiyeli çalışan istihdamının sağlanması .
  • Sera gazı salınımı gerçekleşmez.Küresel ısınmanın ilerlemesinde herhangi bir etkisi yoktur .Ayrıca etrafındaki tarımsal faaliyetleri olumsuz bir şekilde etkilemez .
  • 3.nesil santrallerde otomasyon ve savunma sistemleri çok daha gelişmiştir.Uçak kazası gibi durumlara karşı 3. nesil santraller çok daha dayanıklıdır.

Rusya ve Japonya’daki Felaketler;

Nükleer enerji birçok avantaj getirse de dünyanın farklı yerlerinde bazı felaketler nükleer enerjinin varlığı konusunda uzun tartışmalara yol açtı. Bunlardan en bilineni 1986 yılında o zamanki ismiyle Sovyetler Birliği’nin Pripyat şehri yakınlarında Çernobil nükleer tesisinde gerçekleşen kaza ile büyük bir felaket gerçekleşmiştir. Yakın tarihte ise başka bir nükleer kaza 2011 yılında Japonya’da gerçekleşen deprem ve tsunami etkisiyle Fukuşima’daki nükleer tesiste sızıntı olarak gerçekleşmiştir.

Nükleer Enerjinin Dezavantajları

  • Bir santralde en büyük sorun üretim sonrasında ortaya çıkan radyoaktif atıklardır. Bu atıklar çok dikkatli şekilde doğaya ve yaşama temas etmeden muhafaza edilmelidir.
  • Dünya üzerinde mevcut uranyum yataklarının ömrü 50-60 yıl daha yetecek seviyededir. Başka radyoaktif elementler olsa da uranyum şuanda alternatifsizdir .
  • Yapılan üretimde gerçekleşebilecek herhangi bir sızıntı çevredeki suyu kirletebilir bu da çevresel bir felakete yol açabilir.

Genel olarak nükleer enerji büyük riskler barındırsa da ülkelerin günümüzde enerjiye artan yüksek ihtiyaçlarını karşılamada verim olarak çok önemli bir yer tutmaktadır.