ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, nesli tükenen yünlü mamutları geri getirme yolunda çarpıcı bir adım attı. Genetik mühendisliği teknikleriyle geliştirilen “yünlü fareler“, soğuk iklimlere dayanıklı tüy yapılarıyla dikkat çekiyor. Bu gelişme, genetiği değiştirilmiş Asya fillerini mamut benzeri özelliklerle donatma hedefinde önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor.
Yeni Bir Fare Türü Üretildi
Colossal ekibi, mamutların ve Asya fillerinin genomlarını karşılaştırarak soğuk iklimlere adaptasyonu sağlayan genetik farklılıkları belirledi. Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Ben Lamm, bu sürecin doğruluğunu kanıtlamak adına laboratuvar ortamında genetik modifikasyonları içeren deneyler gerçekleştirdiklerini ifade etti. Araştırmacılar, dokuz farklı geni hedef alarak farelerin tüy yapısını ve yağ metabolizmasını değiştirmeyi başardılar.
Kullanılan gen düzenleme teknikleriyle fare embriyoları üzerinde değişiklikler yapıldı ve bu embriyolar, taşıyıcı annelere implante edildi. Sonuç olarak, doğan farelerin bazıları uzun ve kıvırcık tüylere, altın kahverengi renge ve daha yoğun bir kürke sahip oldu. Bu yeni tür farelere “Colossal Woolly Mice (Colossal Yünlü Fare)” adı verildi. Ancak, genetiği değiştirilmiş farelerin gerçekten soğuğa karşı daha dayanıklı olup olmadığı konusunda henüz kesin bir veri mevcut değil.
Bilimsel Değerlendirmeler ve Tartışmalar
Colossal’ın Baş Bilim Sorumlusu Dr. Beth Shapiro, yapılan gen düzenlemelerinin başarılı olduğuna dikkat çekerek, birçok farede hedeflenen genetik değişikliklerin eksiksiz bir şekilde gerçekleştiğini belirtti. Proje, bilim çevrelerinde hem heyecan hem de tartışmalara yol açtı. Londra’daki Francis Crick Enstitüsü’nden kök hücre biyolojisi uzmanı Robin Lovell-Badge, çalışmanın teknik açıdan başarılı olsa da, farelerin genetik değişimlerinin arkasındaki biyolojik mekanizmaların tam olarak anlaşılmadığını vurguladı. Ayrıca, mamutların geri getirilmesinin yalnızca birkaç genin değiştirilmesiyle mümkün olmayacağına dikkat çekti.
Sheffield Üniversitesi’nden Dr. Tori Herridge de benzer görüşleri paylaştı ve mamut benzeri filler üretmenin beklenenden çok daha karmaşık olacağını dile getirdi. Herridge, gen düzenleme sürecinde yüzlerce genin rol oynayabileceğini ve mevcut çalışmaların yalnızca yüzeysel değişiklikler sunduğunu belirtti.
Hedef 2028: İlk Mamut Yavrusu
Colossal Biosciences, ilk mamut benzeri fil yavrusunu 2028 yılına kadar dünyaya getirmeyi hedefliyor. Ancak bazı bilim insanları, bu tür projelere ayrılan kaynakların mevcut türleri korumak için harcanması gerektiğini savunuyor. Lovell-Badge, çalışmanın sonuçlarını değerlendirirken, şu aşamada yalnızca “sevimli tüylü fareler” üretildiğini ve elde edilen bilgilerin mamutları geri getirme sürecine ne kadar katkı sağlayacağının belirsiz olduğunu söyledi.