İlk Metalurji Kitabımız Metallurgi’nin Hikayesi

Aklın ve bilimin insanoğluna en önemli hizmetlerinden birisi metalurji bilimidir. Metallerin kullanılması insalık tarihinin ilk zamanlarından başlamıştır ama metalurji ancak 20. Yüzyıl itibarıyla bilim olarak ele alınmıştır. Bu sayede metalurji eğitimi üniversitelerde başlamıştır. Ülkelerin üniversitelerinde metalurji kürsüleri kurması ve bilim insanları yetiştirmeleri ile 20. Yüzyıl insanlık tarihinde malzemelerin en hızlı araştırılabildiği ve geliştirilebildiği dönem olmuştur.

Osmanlı imparatorluğu 19. Yüzyıl itibarıyla gerileme dönemindedir. Toprak bütünlüğü tehdit altında olan, ekonomik olarak zor zamanlar geçiren imparatorluk eğitim reformları yapmış olmasına karşın çeşitli sebepler neticesinde eğitimi sürekli hale getirememiş ve bir ekol yaratamamıştır. 1923 yılında cumhuriyet ilan edildiği zamanda Osmanlı imparatorluğundan kalan eğitim miraslarından birisi 1863’de kurulan ve İstanbul’da bulunan Darülfünun kurumudur. Darülfünun günün şartlarına uygun bilim yapabilen bir kurum değildi. Bu sebeple İstanbul Darülfünunu 1933 yılında yapılan üniversite reformu ile çağın şartlarına uygun bir üniversiteye dönüştürülmüş ve İstanbul Üniversitesi kurulmuştur.

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Enstitüsü reformdan sonra Dr. Fritz Arndt başkanlığında genel kimya, Prof. Dr. Reginald Herzog başkanlığında sınai kimya ve Prof. Dr. Gabriel Valensi başkanlığında fizikokimya enstitüsü olarak üç yeni enstitü şeklinde organize edilmiştir. Türkiye’de ilk defa metalurji dersleri Haldun Nüzhet TEREM tarafından sınai kimya enstitüsünde verilmiştir.

Haldun Nüzhet TEREM kimdir?

Haldun Nüzhet TEREM 1907 yılında Selanik’te doğdu. Lise öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamladı. 1928 yılında kazandığı bir yarışma sınavı sonucunda Maarif Vekaletince Lyon Üniversitesi’ne kimya mühendisliği öğrenimine gönderildi. Mezuniyetinden sonra 1932 yılında Balıkesir Lisesi ve Muallim Mektebine kimya öğretmeni olarak atandı. 1933 üniversite reformunda, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesine “Sınai Kimya Namzed Profesör Muavini” unvanı ile girdi. 1955’de profesör oldu. 1967 yılında kimya yüksek mühendisliği bölümü içinde metalurji kürsüsü kuruldu ve başkanlığına Prof. Dr. Haldun Nüzhet TEREM getirildi.

Yazıldığı Dönemin Koşulları

Bütün bunlar yaşanırken bir taraftan da Türkiye Cumhuriyeti sanayideki eksikliklerini tamamlamak için aralıksız çalışmaktaydı. Öyle ki ardı ardına  fabrikalar kuruluyordu. Bunlardan birisi de Kırıkkale’deki çelik fabrikasıydı. 1929 yılında temeli atılan ve 1932 yılında tamamlanan fabrikada çelik üretimine başlanmıştır. 1937 yılında ise Karabük Demir-Çelik fabrikasının temeli atılmıştır. Cumhuriyetin ilk sıvı demiri 10 Eylül 1939’da fabrikadaki yüksek fırından akmaya başlamıştır. Bu büyük fabrikaların yanı sıra çeşitli yerlerde küçük imalathaneler mevcuttur.

Metalurji alanında üretim başlamış ve büyük atılımlar yapılmıştı. O yıllarda bilgiye erişimin zorluğu ve Türkçe bir kaynağın olmamasından yakınan öğrenciler ve kimyagerlerin imdadına Haldun Nüzhet TEREM yetişmiştir. Kendi notlarından ve dönemin ileri gelen eserlerinden yararlanarak bir metalurji kitabı “Metallurgi” yazmıştır. Tarihimizin ilk metalurji kitabı olan bu kitabın ilk baskısı 1942 yılında Kader Basımevi tarafından yapılmıştır.

Kitabın birinci baskısının ön sözünden bir bölüm

“Beşyıllık industri planına ve ilâvelerine göre inşa edilip, 1940 senesi sonlarına doğru faaliyette bulunan 47.000.000 lira değerindeki 13 fabrikaya mukabil yalnız Karabük tesisatına 31.500.000 lira sarfedilmiş olması, metallurginin yurdumuzda da diğer memleketlerde olduğu kadar -ve belki daha ziyade- önemli bir gelişme kaydetmekte bulunduğunu gösteren en bariz delildir.”

“Ben de, Üniversite Sınai Kimya Enstitüsünde 1933’den beri vermekte olduğum Metallurgi derslerinin seneden seneye düzenlendirme işini bu eski talebelerin faaliyetlerini takip ve mesleklerinde rastladıkları güçlükleri, karşılaştıkları ihtiyaçları tesbit etmek suretile başarmağa çalışırken, bunların Metallurgi alanında şimdiye kadar bir Türkçe eser bulamadıklarından şikayet etmelerini göz önünde tutarak, gerek böyle bir noksanın giderilmesine gücümün yettiği kadar yardım etmek, gerek talebeye bir kolaylık göstermek emelile, ders notlarımı – bazı ilavelerle – kitap şeklinde neşretmeyi düşündüm.

Bu suretle memleket gençliğine ve milli industri müntesiplerine ufak bir yardımda bulunabilmişsem kendimi bahtiyar sayacağım.”

Kitabın ikinci baskısının ön sözünden bir bölüm

“Her seneki mezunlarımızın ortalama adedini ve sanayide baş gösteren ihtiyacı göz önünde bulundurarak, kitabı 5 senelik bir müddet için yeter miktarda bastırmama rağmen, mevcud 8 ayda tükendi. Müracaatların yalnız talebeden ve sanayi bölgelerimizden değil, fakat henüz fabrikalara mâlik olmayan birçok şehirlerimizden vukubulduğunu söylersem, memleketimizde ilim ve fenne karşı olan ilginin ne kadar hızlı bir surette geliştiği kolayca anlaşılır.

Bunu iftiharla kaydediyorum.”

Haldun Nüzhet TEREM Metallurgi kitabı hem öğrencilere hem de sanayi çalışanlarına kılavuz olmuştur. Kitabın ikinci baskısını 1946 yılında yapabilmiştir. İkinci baskının 4 yıl sonra yapılmasının temel sebebi maddi eksikliklerdir. İkinci baskıda ise 2. Dünya savaşında yaşanan gelişmeler ve magnezyum metalinin artan üretimi gibi dönemin güncel konuları eklenmiştir.

Kitabın İçeriği

Haldun Hocanın deyimiyle, Metallurgiyi yalnız genel bakımdan tetkik eden bu mütevazı eser, metallurgi kitabı 3 ana kısma ayrılmıştır. Birinci kısımda metal ve alaşımlar anlatılır. İkinci kısımda maden yatakları, cevher, cevherin hazırlanması, fırınlar ve ameliyeler anlatılır. Üçüncü kısımda Türkiye’de madenler, demir metalürjisi, çelik, bakır, kurşun, çinko ve kadmiyum, kalay-antimon-bismut, nikel ve kobalt, tali metaller (mangan, krom, tungsten, vs.), hafif metaller (aluminium-magnesium-beryllium) ve kıymetli metaller (cıva, gümüş, altın, platin) anlatılır.

Haldun Nüzhet TEREM’in korozyon ve metalurjik reaksiyonlar üzerine çalışmaları sayesinde Metallurgi kitabı çağının üst düzey eserlerinden birisi olmuştur. Metallurgi kitabının bir başka önemi ise bugün kullandığımız metalurji terimlerinden bazıları bu kitap sayesinde Haldun Nüzhet TEREM tarafından türetilmiştir. Birinci basım ve ikinci basım arasında yazım olarak bazı farklar da vardır. Terimleri türetme, element isimlerinin yazılışı ve terimleri Türkçeye kazandırma ile ilgili yoğun çalışmalar ve toplantılar yapılıyor ve kararlar bazen değişiyordu.

Sonuç

Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyetinin ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi bünyesindeki Sınai Kimya Enstitüsü metalurji alanındaki ilk kitabı yayınlamıştır. Bu kitap sanayi ve talebeler açısından bir kolaylık sağlamıştır. Türkiye Cumhuriyetinin ilk metalurji yüksek mühendisi Selahattin Şanbaşoğlu Kırıkkale Çelik Fabrikası için bir söyleşide “Bütün bunları kitaplardan bakarak yaptık.” demiştir. Metallurgi kitabı Türkiye’de nihayet oluşan metalurji ekolünde mühim bir rol oynamıştır ve uzun yıllar öğrenciler ve sanayideki çalışanlar için bir kılavuz olmuştur. Bu sebeple İstanbul Üniversitesi’ne ve Haldun Nüzhet TEREM’e sonsuz şükranlarımı sunarım.

Kaynakça

  • Metallurgi, H.TEREM (1946)
  • http://metalurji.muhendislik.istanbulc.edu.tr/tr/content/bolum/tarihce
  • Türkiye’de 1933–1950 Yılları Arasında Yükseköğretime Yabancı Bilim Adamlarının Katkıları, Yücel NAMAL (2012)
  • Atatürk ve Üniversite Reformu (1933), Yücel NAMAL (2011)
  • Mühendislik Mimarlık Öyküleri-1, TMMOB
  • Cumhuriyet Dönemi Kimya Tarihi Yayınları Bibliyografyası (1923-2002), Prof. Dr. Emre DÖLEN (2002)
  • Kimya Tedrisatı ve Kimya Sanayii Gelişim
  • Sürecinde Kimyager, Kimya Annali, Kimya ve Sanayi Mecmuaları, İrfan ELMACI
  • Türkiye’de Metalurji Mühendisliği Eğitiminin Tarihçesi, Prof. Dr. C. Hakan GÜR (2016)
  • http://www.oktayaras.com/haldun-nuzhet-terem/tr/29062