fbpx
Haberler
0

Dünyanın Derinliklerinde Keşfedilen Devasa Hidrojen Rezervleri

Dünyanın Derinliklerinde Gizli Bir Hazine: Hidrojen Rezervleri

Dünyanın Derinliklerinde Gizli Bir Hazine: Hidrojen Rezervleri

Bilim insanları, dünyanın yüzeyinin derinliklerinde devasa bir hidrojen rezervinin varlığını ortaya koyan çarpıcı bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmaya göre, kayalarda ve yeraltı rezervuarlarında yaklaşık 6,2 trilyon ton hidrojen bulunduğu tahmin ediliyor. Bu miktar, bilinen petrol rezervlerinin 26 katı kadar büyük bir hacme işaret ediyor. Bilim insanları, bu kaynağın yalnızca küçük bir kısmının, dünyanın fosil yakıtlara olan bağımlılığını 200 yıl boyunca ortadan kaldırabileceğini belirtiyor.

Yeraltında Bir Hazine Gizleniyor

Bu önemli keşif, ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nde (USGS) görevli petrol jeokimyacısı Geoffrey Ellis’in liderliğindeki bir ekip tarafından gerçekleştirildi. Araştırma, Science Advances dergisinde yayımlandı. Elde edilen bulgular, bu devasa hidrojen rezervinin yalnızca küçük bir kısmının bile kullanılması durumunda, dünyanın enerji ihtiyacını uzun yıllar boyunca karşılayabileceğini gösteriyor. Ellis, “Çalışmada bulunan 124 milyar ton gaza eşdeğer hidrojen stoklarının sadece %2’si, birkaç yüz yıl boyunca net sıfır [karbon] seviyesine ulaşmak için ihtiyaç duyduğumuz tüm hidrojeni sağlayacaktır” açıklamasında bulundu.

Hidrojen, temiz bir enerji kaynağı olarak, araçlara yakıt sağlamak, endüstriyel süreçlere güç vermek ve elektrik üretmek gibi çok çeşitli uygulamalara sahiptir. Küresel ölçekte iklim değişikliği ile mücadele çabaları hızlanırken, hidrojenin gelecekteki enerji arzında yüzde 30’a kadar bir paya sahip olabileceği öngörülmektedir.

Dünyanın Derinliklerinde Keşfedilen Devasa Hidrojen Rezervleri

Rezerv Miktarının Belirlenmesi

Araştırmada, hidrojen rezervlerinin miktarını tahmin etmek için yer altındaki hidrojen üretim oranları, rezervlerdeki tutulan miktar ve atmosferik kaçış gibi çeşitli faktörler dikkate alındı. Model, 1 milyar ile 10 trilyon ton arasında değişen bir aralıkta sonuç verirken, en olası tahmin olarak 6,2 trilyon ton belirlendi.

Olumsuzluklar ve Zorluklar

Ellis ve ekibinin bulguları, yer altındaki hidrojenin davranışına dair uzun süredir kabul gören bazı inançları sorgulamaktadır. Ellis, “Tüm kariyerim boyunca benimsediğim paradigma, hidrojenin dışarıda olduğu, oluştuğu, ancak çok küçük bir molekül olduğu, bu nedenle küçük gözeneklerden, çatlaklardan ve kayalardan kolayca kaçtığı yönündeydi” diyor. Ancak son zamanlarda Batı Afrika ve Arnavutluk‘taki bir krom madeninde önemli hidrojen depolarının keşfedilmesi, bu bakış açısını değiştirmiştir.

Ancak bu umut verici rakamların yanı sıra, bazı rezervlerin derinlik veya deniz altı gibi zorlu koşullar nedeniyle erişilemez olduğu belirtiliyor. Ayrıca, ekonomik olarak çıkarılmaya uygun olmayan küçük rezervler de mevcut olabilir. Bulguların potansiyeli heyecan verici olsa da, bazı uzmanlar dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Londra Üniversitesi Akademisi’nden Profesör Bill McGuire, hidrojenin bu ölçekte çıkarılmasının “muazzam bir küresel girişim gerektireceğini” ve bunun için yeterli zamanın olmadığını ifade ediyor. Dahası, bu hidrojen rezervlerinin tam yerleri bilinmemekte ve araştırmacılar için bir sonraki zorluğu oluşturmakta.

Zorluklar büyük olsa da, hidrojenin doğal rezervlerden çıkarılması, yenilenebilir enerji ile üretilen “yeşil hidrojen” ya da fosil yakıtlarla üretilen “mavi hidrojen” yöntemlerine kıyasla birçok avantaj sunuyor. Doğal hidrojen, üretim için ek enerji gerektirmemekte ve yeraltı rezervuarlarında uzun süre saklanabilmektedir. Eğer doğal hidrojen bir şekilde sisteme entegre edilebilirse, bu, enerji üretimini bir vanayı açıp kapatmak kadar zahmetsiz hale getirecek ve saklama gibi sorunlarla uğraşma gereksinimini ortadan kaldıracaktır.

Benzer yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.

Sponsor
Yazılar