Medyada sıkça karşımıza çıkan haberlerde siyanürün altın aramalarında kullanıldığı ve doğaya çok büyük zararlar verdiği söylenmektedir. Gerçekte ise siyanür, altını aramak için değil çeşitli jeolojik araştırmalarla bulunan maden yataklarında var olan cevher içerisinde çok küçük tanecikler halinde bulunan altının sulu bir çözelti içinde çözdürülmesinde kullanılır.
Siyanür, karbon ve azot ihtiva eden bir grup kimyasal maddeye verilen genel bir isimdir. Siyanür bileşikleri hem doğal olarak bulunan hem de insanlar tarafından üretilen (antropojenik) kimyasallardan oluşur.
Siyanür, karbon ve azot gibi yaygın elementlerden oluşması ve diğer maddelerle kolayca reaksiyona girmesi nedeniyle kimya sanayisinin temel yapı taşlarından birisini oluşturur. Altın madenciliği işlemlerinde, genellikle %0,01-%0,05 aralığında (milyonda 100-500 kısım) siyanür içeren çok seyreltik sodyum siyanür (NaCN) çözeltileri kullanılmaktadır.
Açık veya kapalı ocaklardan çıkartılan cevher ilk olarak kırma, öğütme gibi boyut küçültme işlemlerinden geçirilir ve daha sonra liç tanklarına aktarılır. Liç tankları içinde sodyum siyanür ve hafif oksitleyici bir ortam etkisinde altın tanecikleri çözeltiye alınır. Yani burada siyanürün görevi mikron mertebesinde cevher içinde bulunan altın taneciklerini çözelti içine almaktır. İçinde altın bulunan çözeltiye ‘yüklü çözelti’ denir.
Daha sonra bu yüklü çözelti içerisine aktif karbon ilavesiyle, altının çözeltiden alınması sağlanır ve içinde altın ihtiva eden aktif karbonlar sıyırma ünitesine gönderilerek altın üretimi gerçekleşmiş olur.
Geriye kalan yüksüz çözelti tekrar altın elde etmek için liç tanklarına gönderilebileceği gibi siyanür konsantrasyonunun düşürülüp daha zararsız hale getirilmesi için detox tanklarına pompalanır.
Kaynak:
Altın Üretiminde Siyanür Yöntemi yazarlar:Mark J. Logsdon,Karen Hagelstesin,Terry I. Mudder